Bu Yolculuğun Kalbinden... mesajınız var!

Bu Yola Neden Çıktım?

Her şey annemin açtığı küçük bir iplik dükkânıyla başladı.

Bir avuç bobin, birkaç raf ve büyük hayaller…

O dükkân sadece ipliklerin satıldığı değil; kadınların buluştuğu, hikâyelerin örüldüğü, hayatların paylaşıldığı bir yerdi.

Ben mühendislik eğitimi almış, farklı bir kariyer planlamış biriydim. Ama “biraz yardım” diye başladığım bu yolculuk, ruhumda büyük bir değişimi başlattı.

Zamanla fark ettim ki iplik sadece bir malzeme değil.

Her yumak bir hikâyeye, her ilmek bir hayale açılıyordu.

Ve işte bu bağ, beni içine çekti.

İplik satarken insanlara, hayallere, emeğe temas ettim.

Bu sadece ticaret olamazdı.

Böylece 4-5 yıl önce Anka Örgü Atölyesi doğdu.

Küçücük bir dükkânda, birkaç bobinle başladığımız bu yolculuk; bugün 50 tonluk yüksek kaliteli ipliklerden oluşan bir ürün yelpazesine ulaştı.

Ve bu büyüme, sadece benim emeğimle değil, sizlerin ilgisi, güveni ve desteğiyle;

aynı zamanda bu yolculukta en başından beri tüm kalbiyle yanımda olan Beyza’nın emeği, sabrı ve inancıyla mümkün oldu.

Şunu hiç gizlemem:

Yıllardır tonlarca iplik satarken, kendime değil bu işe yatırım yaptım.

Kazandığım her kuruşu, bu yapının büyümesine, çeşitlenmesine, daha iyisini sunabilmeye adadım.

Çünkü ben bu işe gönülden inandım.

Ama bir şey eksikti:

Anka Örgü Atölyesi, ipliğin kalbindeydi. Zamanla on binlerce farklı kişiye gram gram iplik ulaştırdık.

Ama en başından beri hayalimiz, sadece iplik satmak değil; kadın emeğini, kolektif üretimi ve paylaşımı merkezine alan bir topluluk kurmaktı.

İşte tam da bu nedenle, Ankaknitters doğdu.

Ankaknitters, geçmişten gelen emeğin, üretimin ve hayalin üzerine kuruldu.

Sadece bir pazaryeri değil; kadın emeğini odağına alan, tasarımı ve kolektif üretimi büyütmeyi hedefleyen bir topluluk.

Bir vizyon.

Adını da geçmişimizden aldı: Anka.

Çünkü biz zor zamanlardan geçtik.

Ama küllerimizden yeniden doğmayı bildik.

Anka bizim hikâyemizdi.

Ve bu topluluk da o hikâyenin vücut bulmuş hali.

Bugün Ankaknitters henüz çok yeni…

Ama onun ardında yılların emeği, deneyimi, cesareti ve sabrı var.

Takipçilerimiz bizi ilk günden beri tanıyor.

Benim bu hayale ne kadar inandığımı biliyor.

Ve şimdi, hep birlikte çok daha büyük bir hayalin peşindeyiz.

Sadece Türkiye’de değil, dünyada kadın emeğini ve kolektif üretimi temsil eden bir marka olma yolundayız.

...Ama özümüz hep aynı kalacak:

İnandığımız bir hayalin peşinden vazgeçmeden yürümek.

Birlikte üretmek, birlikte büyümek.

İlmek ilmek bir gelecek örmek.

Çünkü bizim hedefimiz sadece ürün satmak, sadece bir marka olmak değil.

Bizim gerçek hedefimiz; bu topluluğun içinde yer alan herkesin, maddi ya da manevi olarak fayda sağlayabileceği, bir şekilde kendini ait hissedebileceği bir yapı kurmak.

Kimi için bu bir kazanç kapısı, kimi için bir terapi, kimi için üretme heyecanı, kimi için sadece bir “ben de varım” hissi olabilir.

Ama ne olursa olsun, kimse dışarda kalmasın istiyoruz.

Bu yolda bize ilk günden beri inanan, destek veren, fikrimizi büyütmemize yardımcı olan öncü takipçilerimiz ise bizim için her zaman çok özel olacak.

Onlar sadece bir projeye değil, bir hayale, bir vizyona, bir dönüşüme inandılar.

Gelecekte bu topluluğun kalbinde, tarihçesinde ve ruhunda hep onların izleri olacak.

Bu sadece bir marka değil.

Bu, hepimizin ortak yolculuğu.

Ve biz daha yolun çok başındayız.

Sevgiyle ve Minnetle

Burak Demiröz